15 Kasım 2014 Cumartesi

Simyacı

Simyacı 'nın bu kadar ünlü olması ve benzerlerinin yazılması neden diye düşündüm geçenlerde.Herkesin, kitabın içinde kendisinden bir şeyler bulması mı yoksa insanların aradıkları soruların cevaplarını orada bulması mı.Belki de her ikisi birden.

O kitabı okuyup not almamak mümkün mü?Sayfalarca alıntı yapmışım kitaptan:

"Çölü anlamaya bile ihtiyacın yok; bir tek kum tanesini seyretmen yeter, o zaman orada evrenin bütün hareketlerini göreceksin"

"Yüreğine acı korkusunun acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle.Düşlerinin peşinde olduğu sürece hiç bir yürek kesinlikle acı çekmez."

Ve tabii o unutulmaz cümle..o unutulmaz ve okuyan herkesin hayat görüşünü değiştirmiş olan cümle.Umudun rengini veren, yoruldum diye diz üstü çökmek üzereyken bir çok insanı yeniden ayağa kaldıran cümle:

"En karanlık an,şafak sökmeden önceki andır."






















Bilge olmak için çok yaşamak değil,tecrübe edinmişlerin sözlerine kulak vermek ve başkalarının yaşadıklarını da "görebilmek" gerekiyor sanırım. Ancak modern teknolojinin ışıltıları ve büyük şehirlerin koşturmacaları ile dolu dünyamızda o yalancı ışıkların gönül gözlerimizi kör ettiğini fark etmemiz ne kadar zaman alır işte onu bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder